İş geçmişimde hedeflerimin hep üstüne çıktım ama keyfini çıkartamadım. Nedenini de bilmiyordum. Ulan İstanbul diye bir dizide şöyle bir replik vardı “çok eğlenicez” Başarının keyfine varmalıydım. Her ay sonunda eğlenelim keyfini çıkartalım diyerek keyfi yaşadım ta ki cimri’de badireler başlayana kadar. Önce 15 kişilik yazılım ekibinden 2 kat maaş İçin 12 kişi ayrıldı. Sonra Google Alışveriş özelliği ile rakibimiz olarak fiyat karşılaştırma işine girip bizi aşağıya itince yüzde 60 hacim kaybettik. Daha neler neler. Ama başarmak İçin herşeyi yaptık. Ve sonunda gelirimiz 9,7 kata kadar arttı. Bir ay sonu dedik ki kesin pozitif karlılığı yakladık. Ama 37.000 tl gerideydik. Herkes çok üzülmüştü. Ya bir dakika neden üzüldük ki? Hedefin çok üzerindeydik. Gelecek ay kesin karlılığı görecektik. Ama sevinemedik. Sonraki ay açık ara pozitif karlılığı yakaladık. Bu gibi gereğinden fazla baskı, stres, bazen ulaşılamaz hedeflerle ama en çok da “ya gelecek ay başarısız olursam” diye başarının keyfini çıkartamıyoruz. Ben öyleydim. Oysa başarı denemeyi göze almaktır. Bazen herkes seni izliyorken dev bir rakibe karşı dövüşebilmektir sonrasında ağzın burnun dağılmış olsa da cesaret ettim diye sevinebilmektir. Bazen ise sadece mutlu olmayı seçmektir. Ne karlılık ne hedef, ne başka bir şey.